Milletvekillerimizden alçak saldırıya tepki

İskeçe Milletvekilleri Hüseyin Zeybek ve Burhan Baran, İskeçe’nin Ilıca köyündeki camiye gerçekleştirilen alçak saldırıya tepki gösterdi.

Hüseyin Zeybek yaptığı açıklamada azınlığımızın hedef haline getirilmesine son verilmesi gerektiğini vurguladı.

İskeçe SİRİZA Milletvekili ve milletvekili adayı Hüseyin Zeybek sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“15 Haziran Perşembe günü Ilıca köyünde bulunan cami Fransız vatandaşı olduğu tespit edilen kişi tarafından saldırıya uğradı. Bu çirkin saldırı sonucunda camiinin içerisinde bulunan Kur’an-ı Kerim ve eşyalar tahrip edilmiştir. Son zamanlarda bazı kesimler tarafından azınlığımızın hedef haline getirilmesine son verilmelidir. İnançlarımıza ve farklılığımıza karşı yapılan bu çirkin saldırıyı şiddetle kınıyor, huzurumuzu kaçıracak bu tür olayların tekrarlanmamasını ümit ediyorum.” 

Burhan Baran da sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada Ilıca Camii’ne yapılan saldırıyı kınayarak, din ve etnik kimliğimizle ilgili son günlerde gündemden düşmeyen söylemlere dikkat çekti.

İskeçe PASOK milletvekili ve meilletvekili adayı Burhan Baran açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“15 Haziran Perşembe günü saat 18.00 civarlarında İskeçe Ilıca köyü camiinde kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim'e saldırı yapılmıştır.

Kimliği belirlenmiş kişinin Şahin polisi tarafından gözaltı haberini alır almaz gerekli tüm mercilerimiz ile yaptığım görüşmelerden sonra İskeçe Emniyet Amiri ile görüşerek failin sorgusunun İskeçe polis karakolunda yapılmasını rica ettim. Tek endişem, halkımızın haklı tepkisinden olayın farklı boyutlara ulaşmasıydı. Burada Emniyet Müdürüne hassasiyetinden dolayı teşekkür etmek isterim.

Kendim de Şahin’e doğru hareket etmek üzereyken failin İskeçe’ye intikal ettirileceği haberi üzerine, İskeçe polis karakoluna geçtim. Failin getirilmesi ve sorgulanması aşamasını geç saatlere kadar bizzat polis karakolundan takip ettim. Yapılan bu saldırının failinin yasalar tarafından cezalandırılacağından şüphe etmek dahi istemiyorum.

Bölgemizde din ve etnik kimliğimizle ilgili son günlerde gündemden düşmeyen söylemlerin, bölgedeki barış ve huzuru bozduğu ve halk arasında huzursuzluk yarattığı bir zamanda meydana gelen bu olay bir başka gerçektir. Temennim bölgemizde daha kötü olayların yaşanmadan ve kışkırtmalar artmadan barış ve hoşgörü çerçevesinde hayatımızın devam etmesidir.”