Batı Trakya’da Türk Azınlık Eğitimi: Bir hak mı, güvenlik sorunu mu?

Batı Trakya’da Türk Azınlık eğitimi, Lozan’ın tanıdığı haklara rağmen her geçen yıl daha da daraltılıyor.

Analiz 16 Ekim 2025
Batı Trakya’da Türk Azınlık Eğitimi: Bir hak mı, güvenlik sorunu mu?

İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesi Encümen Heyeti Başkanı, yazar Ozan Ahmetoğlu Batı Trakya’daki Türk azınlık eğitiminin mevcut durumunu ve temel sorunlarını kaleme aldı.

***

Batı Trakya Türk Azınlığı, 1923 Lozan Antlaşması tarafından güvence altına alınan eğitim, din ve kültürel özerklik haklarına dayanan, uluslararası hukukta tanınmış bir statüye sahiptir. Bu haklar yalnızca “kültürel çeşitlilik” değil, aynı zamanda azınlık kimliği ve değerlerinin yaşatılması için olmazsa olmazdır.

KİMLİK VE KÜLTÜR: AZINLIK EĞİTİMİNİN TAŞIYICISI 

Batı Trakya Türk Azınlığının Türkçe Anadili aynı zamanda bir kimlik meselesidir. Lozan Antlaşması, Batı Trakya’daki Türk azınlığına kendi okullarını kurma, yönetme ve anadilerinde eğitim alma hakkı tanımıştır. Ancak Yunanistan, bu hakkı daha ilk yıllardan itibaren aşındırmış ve tam anlamıyla uygulamamıştır. Azınlık kurumları tarafından yapılan TürkçeYunanca eğitim verecek azınlık eğitim kurumu oluşturma dilekçelerinin hiç biri kabul edilmedi. Azınlık temsilcilerinin tamamına yakınının imzasıyla Yunanistan Eğitim Bakanlığına yapılan başvuruyla Türkçe ve Yunanca eğitim verecek Azınlık Anaokulları açma talebi de kabul edilmedi. İlkokullardaki Türkçe öğretmenleri için hizmet içi eğitim talepleri de yıllarca kabul edilmedi. Dolayısıyla Lozan Antlaşmasının tanıdığı eğitim hakkının tam anlamıyla uygulanamadığını görüyoruz. 
Bu hak; dilsel, kültürel ve dinsel varlığın sürdürülmesi için gereken temeli oluşturur. Azınlık olarak özerk eğitim sistemine sahip olmakla ve Türkçe eğitim yoluyla kimliğin ve kültürel farklılığın korunabileceği açıktır. Azınlık okulu ve Türkçe eğitim bu hakkın kurumsallaşmış halidir.  Anlaşmalarla statüsü belirlenen “Özerk Azınlık Eğitimi”nin aşındırılması uluslararası hukukun garantisinde olan bu hakkı da aşamalı olarak ortadan kalkmasına neden olacaktır. 

2019 yılında  Batı Trakya’da Türkçe ve Yunanca eğitim yapacak iki dilli azınlık anaokullarının eksikliği konusunda Avrupa Parlamentosu Dilekçeler Komisyonuna sunduğum dilekçenin görüşülmesi sırasında Yunanistan milletvekillerinin konuya bir eğitim hakkı penceresinden değil de, Batı Trakya’daki Türk azınlığın milli kimliğini inkar penceresinden baktıklarını, önyargılara ve basmakalıp fikirlere dayandırdıkları argümanları hala çok iyi hatırlıyorum. Ne yazık ki bu bakış açısı ülkemizde hala hakim olmaya devam ediyor. 

Lozan Antlaşması’nın açık hükümlerine rağmen, Yunanistan zorunlu eğitim kapsamında olan anaokullarını azınlık eğitim sistemine dahil etmedi ve etmemeye devam ediyor. Türkçe ana dilde eğitim talebi reddediliyor, çocuklar daha yolun başında dezavantajlı konuma itilmiş oluyor. Bu, sadece bir eğitim meselesi değil kimlik ve demokrasi meselesidir.
Türkçe eğitimin sistematik olarak engellenmesi, engellenemiyorsa sınırlandırılması, azınlık eğitimi alanındaki hakların ve azınlık okulu ile azınlık eğitiminin statüsünün sürekli aşındırılması ve törpülenmesi ne yazık ki devletin temel politikası olmuştur. Yunanistan devleti, eğitim hakkını olağanüstü gerekçelere dayandırarak pratikte ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. 

Bu noktada öğrenci sayısı bundan birkaç yıl önce 700’leri aşmasına rağmen, okulun bir asırlık eski bir tütün deposunda hizmet veren İskeçe Azınlık Ortaokulu – Lisesinin bina sorununa değinmeden geçemeyeceğim. Zira tek başına bu olay dahi Batı Trakya’daki Türk azınlık eğitiminin nasıl bir yaklaşımla ele alındığını anlamaya yeter. 

19. yüzyılın sonlarında bir tütün deposu olarak inşa edilen ve daha sonraları okul olarak hizmet veren İskeçe Azınlık Lisesinin binası son derece eski bir halde bulunmakla birlikte çağdaş bir okul görünümünden çok uzaktır. 2019 yılında öğrenci sayısı 700’leri aşan bu okul binası yetmeyince İskeçe Ortaöğretim Müdürlüğü okulda sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki vardiyalı bir eğitim sistemine geçti. Öğrenci ve veliler yeni bir okul binası ve vardiyalı eğitime son verilmesi talebiyle iki kez boykota gitmiş, ancak öğrenci ve velilerin yeni bir okul binası talebi bugüne kadar devlet tarafından kabul edilmemiştir. Yüzlerce öğrencisi olan bir azınlık okulunun çağın gereklerine cevap verebilecek bir okul binasını dahi çok gören bu zihniyetin, azınlık eğitimine bakış açısını anlamak için dahi olmaya gerek yoktur. Bu anlayış, azınlık eğitimi ve azınlık okulunu “kabullenmemiş” ve onu kendi vücudunda “yabancı” bir madde olarak görmektedir. 

YÖNETİM MÜDAHALELERİ 

Azınlık okullarının yönetiminde son yıllarda dikkat çeken bir başka sorun daha var: Azınlık eğitiminde okulun yönetici olan ve öğrenci velileri tarafından üç yılda bir seçilen okul encümenleri işlevsiz hale getirilmeye çalışılıyor. Encümen Heyetlerinin yetkileri ve faaliyet alanı sınırlandırma ve engelleme ile karşı karşıya. Hatta encümen heyetlerinin okullara girişlerine dahi sınırlandırma getiriliyor. Mevzuat gereği okulun yöneticisi olan kişiler istedikleri zaman okula giremiyor. Yunan tarafının azınlık okullarına bakışı, hâlâ bir “güvenlik” çerçevesi içinde. Eğitim, bir demokrasi alanı olmaktan çıkıp, kontrol alanına dönüşüyor.

ULUSLARARASI HUKUK NE DİYOR?

Lozan Antlaşması (1923), azınlıklara anadilde eğitim hakkını açıkça tanıyor (Madde 37-45). BM ve Avrupa sözleşmeleri de eğitim hakkını ve ayrımcılık yasağını garanti altına alıyor. 

SİYASİ VE GÜVENLİKÇİ YAKLAŞIM 

Yunanistan’ın resmi söylemine ve icraatlara baktığımızda, Batı Trakya’daki eğitim meselesi adeta bir güvenlik sorunu olarak algılanıyor. Öyle ki azınlık okullarındaki aşırı önlemci uygulamalar, diğer okullarda uygulanmıyor. Bu zihniyet, şu uygulamalarda somutlaşıyor:

  • Okulların kapatılması ve ilkokullardaki öğretmen atamalarının merkezi kontrolü.
  • Azınlık anaokulları taleplerine sürekli ret.
  • İlkokullarda görev yapan Türkçe öğretmenlerinin Türkçe seminer taleplerine ret.
  • Okulların kontrol altında tutulması. Okulun yöneticisi olan encümen heyetlerine dahi sınırlı giriş imkânı. Azınlık
  • okullarına yapılacak ziyaretlere günler öncesinden yetkili kurumlar tarafından yazılı izin şartı. 

Demokratik bir devletten beklenen ise tam tersi: Hakların azami şekilde tanınması, şeffaf yönetim ve çokkültürcü bir yaklaşım.

Toplumu ayakta tutan temellerden biri olan eğitim ve okullar konusunda hedef yalnızca “okulların açık kalması” değil. Azınlığın kendi eğitim sistemini kurma, yönetme ve anadilinde eğitim alma hakkı, Lozan ve uluslararası hukuk çerçevesinde tanınmış bir hak. Bugünkü uygulamalar, eğitimde eşitsizlik yaratmakla kalmıyor; kimliği zayıflatıyor, kültürel hakları güvenlik bahanesiyle ihlal ediyor, personel üzerinde yoğun bir denetim ve otokontrol getiriyor.

ÇÖZÜM NE OLABİLİR? 

  • Lozan ve AİHM yükümlülükleri çerçevesinde azınlığın eğitim özerkliği restore edilmeli.
  • Türkçe ve Yunanca eğitim verecek azınlık anaokulları açılmalı.
  • Yönetimde güvenlikçi bakış açısı yerine demokratik şeffaflık ve hoşgörü hâkim olmalı.
  • Azınlık kurumlarıyla istişare halinde azınlık eğitimi ve okulların yönetiminde mevzuatta iyileştirme. 

Unutmayalım: Batı Trakya Türk Azınlığında eğitim, yalnızca kültürel bir hak değil, demokratik toplumun temel taşıdır. Batı Trakya’daki sorun, eğitimden çok daha fazlasıdır: Bu bir kimlik ve demokrasi sınavıdır. 

---

[Ozan Ahmetoğlu, İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesi Encümen Heyeti Başkanı ve Gündem gazetesi yazı işleri sorumlusudur. Yazılarında ağırlıklı olarak Batı Trakya Türk Azınlığının eğitim meselelerini ele almaktadır.]

Not: Bu yazı, ilk kez İnsicam Dergisi'nin Ağustos 2025 sayısındaki 'Batı Trakya Dosyası'nda yayımlanmıştır.

HAKKIMIZDA

ÇINAR FM, Gümülcine'den yayın yapan Batı Trakya Türk Azınlığı'nın tek dernek ve haber radyosudur.

Daha önce farklı bir isimle çalışan radyo 30 Nisan 2010'da ÇINAR Derneği tarafından satın alındı. Bu tarihten itibaren baştan sona yenilenerek, yepyeni ve farklı bir anlayışla ÇINAR FM olarak yayın hayatına devam etmektedir.

ÇINAR FM, Batı Trakya'da Müslüman Türk Azınlık mensupları tarafından kurulan ÇINAR Derneği'nin büyük fedakârlıklarla ve gönüllülük esasına göre yayın hayatını sürdürmeye çalışan bir KAMU hizmetidir. Derneğimize destek vererek sesimizin daha güçlü bir şekilde duyurulmasına katkıda bulunabilirsiniz.

Türkçe ve Yunanca haber bültenleri, haber ve tartışma programları yanısıra, eğitsel ve kültürel programlar da sunan radyo, bir haber, kültür ve bilgi radyosu olmaya yönelik gayretlerini sürdürmektedir. Uluslararası müzik de çalan ÇINAR FM, Batı Trakya Türk Azınlığı'nın ilk ve tek dernek/topluluk ve haber radyosu özelliğini taşımaktadır.

Hep birlikte daha güçlü daha sesli daha dinamik bir Çınar FM için elele. Bu radyo sizin, bu radyo hepimizin...

Çınar FM 91.8
© 2025 Çınar FM 91.8
KÜNYE
Çınar FM 91.8 - Haber radyosu
Sahibi: Çınar Derneği
Genel Sorumlu: Cengiz ÖMER
Yayın ve Reklam Koordinatörü: Necat AHMET
Adres: A. Manesi 5, Komitini 69100, GREECE
Tel: +30 25310 26001
E-posta: cinarfm91.8@gmail.com
ΤΑΥΤΟΤΗΤΑ
CINAR FM 91.8 - Ενημερωτικός Ραδιοφωνικός Σταθμός
Ιδιοκτησία: Σύλλογος "Ο Πλάτανος"
Νόμιμος Εκπρόσωπος - Διευθυντής: Ζενγκίς ΟΜΕΡ
Συντονιστής Προγραμμάτων και Διαφημίσεων: Νετζάτ ΑΧΜΕΤ
Διεύθυνση: Α. Μάνεση 5, Κομοτηνή 69100
Τηλ: +30 25310 26001
Ηλ. Διεύθυνση: cinarfm91.8@gmail.com