Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Gümülcine anıldı
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 85'inci yılında Gümülcine'de törenle anıldı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 85'inci yılında Gümülcine'de düzenlenen törende rahmetle, minnetle anıldı.
Atatürk'ün vefat yıl dönümü sebebiyle Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolosluğu, bugün Kasım 2023 Cuma saat 09.05'te anma töreni düzenlendi.
Başkonsolosluk bahçesinde düzenlenen törene Başkonsolos Aykut Ünal, eşi İlayda Ünal, muavin konsoloslar, ataşe, konsolosluk çalışanları ile birlikte Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif, İskeçe Müftüsü Mustafa Trampa, Gümülcine Müftü Yardımcısı Fehim Ahmet, Dostluk Eşitlik Barış Partisi Genel Başkanı Çiğdem Asafoğlu, SYRİZA Partisi İskeçe Milletvekili Hüseyin, sabık milletvekilleri Ahmet Hacıosman ve Mustafa Mustafa, yeni seçilen Yassıköy Belediye Başkanı Caner İmam, yeni seçilen Kozlukebir Belediye Başkanı Erdem Hüseyin, yeni seçilen Mustafçova Belediye Başkanı Ahmet Kurt, Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği Başkanı Aydına Ahmet, Trakya Tütün Üreticileri Kooperatifi Başkanı Sinan Ahmet, İskeçe Türk Birliği Başkanı Ozan Ahmetoğlu, Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Sedat Hasan, Batı Trakya Kültür ve Eğitim Şirketi Başkanı Hüseyin Bostancı ve Müdür Pervin Hayrullah, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsiller Derneği Başkanı Hüseyin Baltacı ve soydaş katıldı.
Konsolosluk bahçesinde gerçekleşen anma töreni bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Daha sonra İstiklal Marşı okundu.
Programın devamında Başkonsolosluk Ataşesi Can Sercan Altay günün anlam ve önemini belirten konuşma yaptı.
Son olarak, Gümülcine Başkonsolosu Aykut Ünal, katılımcılara selamladı. Başkonsolos, yaptığı konuşmada büyük önder Mustafa Kemal Atartürk ile ilgili şunları belirtti:
"100. yaşındaki Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük devlet adamı, büyük komutan Mustafa Kemal Atatürk’ü aramızdan ayrılışının yıldönümünde ülke olarak saygı, şükran ve özlemle anıyoruz.
Bu büyük şahsın, Mustafa’yken, Mustafa Kemal’ken, Mustafa Kemal Paşa’yken, Gazi Mustafa Kemal Paşa’yken, Mustafa Kemal Atatürk’ken eylemleri bize ışık tutuyor.
İstikbalimiz için en sağlam temeli oluşturuyor.
Ve ebediyette yankılanacak.
Atatürk’ün en büyük eseri Cumhuriyet’i korumak ve ilerletmek, onu belli günlerde hatırlamak, törenlerle, şiirlerle ve konuşmalarla anmakla mı olur?
Yoksa, kendisini örnek alıp mücadele, bilimsellik ve mantık ruhunda ve temelinde, gösterdiği hedefte milletimiz için çalışmak mı? Bu sorunun cevabı çok net.
Atatürk, meslek hayatına bir asker olarak başladı. İyi de bir askerdi.
Piyadeydi. Bir ordunun en kalabalık birliklerini oluşturan piyade sınıfında ülkenin pek çok yerinden gelen askeri görmüş, tanımıştı. Toplumsal dinamiklere de çok hakimdi.
Geçtiği yolları bir hatırlayalım:
Çocuk yaşta yetim
24 yaşında Şam’da
28 yaşında Selanik’te, ülkeyi kurtarmak için oluşturulan ordunun Kurmay Başkanlığı’nda
30 yaşında, rahat bir birlikte bulunmak yerine, emperyalizme karşı ve dönemin harp taktiklerine meydan okurken Trablusgarp’ta
31 yaşında Balkan Savaşları’nda
32 yaşında, çok farklı ama yine de çok başarılı olduğu, dehası ve çabasıyla perspektif kattığı Sofya Büyükelçiliği Askeri Ataşeliğinde,
34 yaşında Çanakkale’de Tümen Komutanlığında ve şimdi General rütbesinde,
35 yaşında Diyarbakır’da Kolordu Komutanlığında
37 yaşında Suriye’de Filistin’de Ordu Komutanlığında
38 yaşında kurtuluş ateşini yaktığı Anadolu’da
Gerisini biliyorsunuz.
Eserinin başında!
Yetimdi; vatanı için mücadele ederken memleketini-Rumeli’yi, çok sevdiği Selanik’i kaybetti.
Milli mücadele aşamasında görevinden alındı, tutuklanma kararı çıktı, sonra idam kararı çıktı.
Milli mücadeleye inanmayan, anlamayan, hatta mücadele içinde yer alıp da bunu baltalamak, sonlandırmak için çalışanlarla da mücadele etti.
Bu vesileyle de bozguncular için de şunu söyleyeyim: Allah bir insana halkını bölmüş olmak töhmetiyle toplumdan ayrı düşmek cezasını nasip etmesin.
Şimdi düşünüyorum. Neden o ve neden küçük bir grup idealist? Çünkü vizyonerdi. Dehasını kullanmayı biliyordu.
Potansiyeli harekete geçirebilecek kabiliyeti vardı.
CESURDU. Geri adım atmadı.
Konuşmamın başında demiştim, eylemleri bize ışık tutuyor. Bu kadar çok tecrübeyi, kısa sürede, genç yaşta edindi.
Örnek almamız gereken ve bahane etmememiz gereken çok şey var.
Kendi deyimiyle “vazifeye atılmak için, içinde bulunduğun vaziyetin imkan ve şartlarını düşünmeyeceksin”.
Büyük Atatürk’ü anlatmanın yolu sonsuz.
Önemli olan anlamak. Örnek almak. Onun gibi görmek, onun gibi düşünmek, onun gibi eyleme geçmek. Onun sesi olmak. Eserini ilerletmek.
Sözlerime son verirken, bu Büyük şahsı, mücadele arkadaşlarını, tüm şehit ve gazilerimizi saygı ve rahmetle anıyor, sabrınız için teşekkür ediyorum."
Konuşmalarla tamamlanan anma programının devamın katılımcılara Başkonsolosluk tarafından ikramda bulunuldu.