Türkiye Cumhuriyeti'nin 101. kuruluş yılı Batı Trakya'da resepsiyonla kutlandı
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun yıl dönümü vesilesiyle düzenlenen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu soydaşları bir araya getirdi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin 101. kuruluş yıl dönümü, Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosluğu tarafından Batı Trakya'da düzenlenen resepsiyonla coşkulu bir şekilde kutlandı.
Rodop ili Yassıköy'deki etkinlik salonunda, 29 Ekim Salı akşamı gerçekleştirilen programa Batı Trakya’nın dört bir yanından soydaşlar katıldı.
Saat 19.00’da başlayan etkinlikte, Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolosu Aykut Ünal ve eşi İlayda Ünal misafirleri kapıda karşılayarak tebrikleri kabul etti.
Programın başlangıcında Türkiye İstiklal Marşı ve Yunanistan Milli Marşı okundu; ardından Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'na yönelik video mesajı katılımcılara izletildi.
Türkiye’de ve yurt dışında yaşayan bütün vatandaşların bayramını tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde ve dünyanın farklı coğrafyalarında bayram sevincimizi paylaşan dostlarımızın, misafirlerimizin tamamına ülkem ve milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum. Bugün, Cumhuriyet’imizin yeni asrının ilk yıl dönümüne erişmenin mutluluğunu ve haklı gururunu yaşıyoruz.” dedi.
Cumhuriyet’in 101’inci kuruluş yıl dönümünü kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, binlerce yıllık devletler silsilesinin son ve ebedi halkası olan Cumhuriyet’in banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere devletin kurucu kadrolarını şükranla yâd etti.
Malazgirt’ten bugüne istiklal ve istikbal için vatan topraklarını kanlarıyla sulayan şehitlere ve gazilere Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savunma sanayimizin lider kuruluşu TUSAŞ’a yönelik saldırıda verdiğimiz şehitlerimiz başta olmak üzere istiklalimiz uğrunda bir gül bahçesine girer gibi toprağa düşen her bir kardeşimiz, kalbimizde daima yaşayacaktır.” değerlendirmesini yaptı.
Hüseyin Nihal Atsız’ın, “Kahramanların Ölümü” şiirinden, “İnsan büyür beşikte, mezarda yatmak için. Ve kahramanlar can verir, yurdu yaşatmak için.” dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Şairin işaret ettiği gibi gönül coğrafyamızın geniş sınırlarında hüküm sürmüş devletlerimizin kurulmasında, yaşatılmasında, tarihe silinmez izler bırakmasında rol almış kahramanlarımızın her birini kemal-i edeple anıyorum. Anadolu topraklarında Selçuklu’dan Osmanlı’ya ve nihayet Cumhuriyet’e uzanan devletlerimizin mirası olan bağımsız, güçlü, onurlu, müreffeh Türkiye’yi ilelebet payidar kılmakta kararlıyız.”
Türk milletinin, Cumhurbaşkanlığı Forsu’ndaki 16 yıldızda manasını bulan 2 bin 200 yılı aşan köklü bir devlet geleneğine sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu köklü devlet birikimini, soydaşlar ve dostların da iştirakiyle insanlığın ortak mirasına en büyük katkıyı sunacak şekilde kullanmayı, geliştirmeyi ve güçlendirmeye hedeflediklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hem ülke sınırlarımız içinde hem bölgemizde hem dünyada barışın, huzurun, güvenliğin ve adaletin hakim kılınması için milletimizin bu kadim tarihi perspektifine ve medeniyet değerlerimize daha sıkı sarılacağız. Verdiğimiz mücadelenin gayesine ulaşmasını ne terör örgütleri ne yayılmacı heveslerle bölgemizi kana ve ateşe bulamaya çalışanlar ne de onları destekleyip şımartan emperyalistler engelleyebilir.” diye konuştu.
Bu amaçla nerede eksiklik varsa hepsini birer birer tamamlayarak Türkiye’yi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmak için gece-gündüz çalıştıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizin desteğiyle geride bıraktığımız bu dönemde, çok büyük fedakarlıklar yaparak nice sinsi oyunları ve tuzakları bozarak nice hain saldırıları boşa çıkartarak gerçekten çok önemli kazanımlar elde ettik.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, güvenlikten teknolojiye, diplomasiden ekonomiye her alanda yapılan fedakârlıkların karşılığının alınacağı bir sürecin arifesinde olunduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Türkiye Yüzyılı olarak adlandırdığımız, aydınlık yarınlara kavuşmak için önümüzde aşmamız gereken az sayıda engel, çözmemiz gereken az sayıda sorun kaldı. Ülkemizi güvenlik tehditleri başta olmak üzere diğer alanlarla birlikte ekonomide de çökertme girişimlerinin, son 6 yılda milletimizin hayatında yol açtığı zorlukların farkındayız. Aynı şekilde 40 yıldır enerjimizi sömüren kardeşliğimizi kemiren bizi hedeflerimizden uzaklaştıran terör belasını tüm imkanlarımızı kullanarak artık tarihe gömmemiz gerektiğini de biliyoruz. Acıları değil sevinçlerimizi yarıştıracağımız, yoklukları değil zenginliklerimizi paylaşacağımız, karamsarlığı değil umutlarımızı filizlendireceğimiz bir Türkiye’nin kapılarını sonuna kadar açmak istiyoruz.
Geçtiğimiz yılki Cumhuriyet Bayramı mesajımızda da ifade ettiğimiz gibi her ne yapıyorsak harici ve dâhili bedbahtlara aldırmadan ‘Büyük ve Güçlü Türkiye’ ülküsünü yüceltmek niyetiyle yapıyoruz. Allah’ın yardımı, milletimizin feraseti ve desteği, ülkemizin siyasi ve askerî gücü sayesinde girdiğimiz yeni dönemden Cumhuriyet’imizi daha da güçlenmiş olarak çıkartmak azmindeyiz. Hangi kökenden, meşrepten, siyasi görüşten olursa olsun milletimizin tüm fertlerinin, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın tüm dostlarımızın, bu tarihî mücadelemizde yanımızda olacağına yürekten inanıyorum. Rabb’im yar ve yardımcımız olsun. Bu duygularla Türkiye’de ve yurt dışında yaşayan tüm vatandaşlarımızın Cumhuriyet Bayramı’nı gönülden tebrik ediyorum. Şehitlerimizin ruhları şad, mekânları ali, hatıraları baki olsun. Cumhuriyet’imizin 101’inci yıl dönümü kutlu olsun.”
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş süreci ve Cumhuriyet Bayramı'nın önemi üzerine konuşan Başkonsolos Aykut Ünal, soydaşlarına hitap etti. Ünal konuşmasında şunları ifade etti:
"Değerli misafirler, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 101. yılında düzenlediğimiz Cumhuriyeti Bayramı resepsiyonumuza hoş geldiniz.
Ülkemizin adının konduğu Cumhuriyetin ilanının yıldönümünde bu faaliyete ev sahipliği yapmak, dostlarımız ve soydaşlarımızla bu günde beraber olmak büyük bir şereftir.
Büyük zorluklarla yürütülen mücadelenin ardından, Cumhuriyetin ilan edildiği 29 Ekim 1923 gününe gidelim. Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanmış ve ülkenin kaderini belirleyecek olmanın heyecanını yaşıyordu. Kanun maddeleri okundu ve oylandı. Oylama sonucunda herkesin haykırdığı iki kelime oldu: “Yaşasın Cumhuriyet”. Mustafa Kemal’in aynı oturumda Cumhurbaşkanı seçilmesinin hemen ardından yaptığı konuşma da bize ışık ve ilham oluyor. Bu büyük insan, mağdur ve mazlum olan Türk milletinin gerçekte sahip olduğu yüksek kabiliyetlerden yoksun zannedildiğini, ancak milletin gösterdiği kabiliyetin bunun aksini ispat ettiğini, Türk milletinin kendisinde var olan vasıfları ve değeri artık çok daha kolaylıkla gösterebileceğini vurguladı. Aynı konuşmada, hep ileri gideceğimizi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin mesut, muvaffak ve muzaffer olacağını söyledi.
Bu vesileyle, bize bugünü armağan eden, başta Büyük Atatürk olmak üzere silah ve mücadele arkadaşlarını, tüm gazilerimizi ve şehitlerimizi, saygı ve rahmetle anıyoruz.
Değerli misafirler, bundan bir sene önce yaptığım konuşmada, Türkiye-Yunanistan ilişkilerinin ivmelenmesi için dostlarımızla çalıştığımızı belirtmiştim. Bugün de bir çok alanda kapsamlı ve ileri düzeyde ilişkilere sahip olmamızdan duyduğumuz memnuniyeti samimiyetle ifade ediyorum. Yine geçen seneki konuşmamda, ilerleyen dönemde de üst düzey ziyaretlerin artarak devam etmesini temenni ettiğimizi söylemiştim. Aradan geçen süre zarfında bunun gerçekleşmiş olduğunu görüyoruz ve sürdürülmesine yönelik irademizi vurguluyoruz.
Halklar arasındaki hareketliliğin artmasından, bunun turizmin ötesinde, en önemlisi dostluğu pekiştirmesinden, halklarımızın birbirini belki de yeniden tanımasından mutluluk duyuyoruz.
Türk-Yunan dostluğu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’ye bıraktığı bir mirastır. Bu mirasın korunması için de üzerimize düşeni yapmaya hazırız.
Değerli soydaşlarımız, sizler iki ülke arasındaki dostluk, kültür ve gönül köprüsüsünüz. Her daim yanınızdayız. Kimliğinizi, kültürünüzü ve dilinizi yaşatmanız ve gelecek nesillere aktarmanız önemlidir, değerlidir.
Değerli misafirler, bugünkü birlikteliğimizin vesilesi Cumhuriyet şehitlerindir; ülkenin iyiliği için alnının teriyle çalışanındır; savaştan bıkmışların ve haksız savaşların karşısında duranlarındır; doğruyu cesaretle savunanlarındır. Bu Cumhuriyet, Türkün duruşudur."
Başkonsolos konuşmasını tamamladıktan sonra 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için hazırlanmış olan sinevizyon gösterimi sunuldu. Programın sonunda katılımcılara ikramda bulunuldu.
Resepsiyona, başkonsolosluk yetkililerinin yanı sıra Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu (BTTADK) Başkanı aynı zamanda Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif, İskeçe Müftüsü Mustafa Trampa, Dostluk Eşitlik Barış Partisi Genel Başkanı Çiğdem Asafoğlu, azınlık milletvekilleri Özgür Ferhat, Hüseyin Zeybek, Burhan Baran, Doğu Makedonya ve Trakya Eyalet Başkanı Hristodulos Topsidis, meclisi üyeleri, Yassıköy Belediye Başkanı Canet İmam, Mustafçova Belediye Başkanı Ahmet, Kurt, Gümülcine Belediye Başkanı Yannis Garanis, Kozlukebir Belediye Başkanı Erdem Hüseyin, ana muhalefet liderleri, iktidar ve muhalefet meclis üyeleri muhtarları, İskeçe Türk Birliği Başkanı Ozan Ahmetoğlu, Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Sedat Hasan, Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği Başkanı Aydın Ahmet, İskeçe ÇİNAR Derneği Başkanı Cengiz Ömer,Batı Trakya Kültür Eğitim Şirketi Başkanı Hüseyin Bostancı, Trakya Tütün Üreticileri Kooperatifi Başkanı Sinan Ahmet, diğer sivil toplum kuruluşlarından yöneticiler, din görevlileri, eğitimciler ve soydaşlar katılım sağladı.
Geniş bir katılımla gerçekleşen etkinlikte, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş günü Batı Trakya’da bir kez daha gururla kutlandı.