PASOK’ta derin kriz: Partide bölünme kaçınılmaz mı?
PASOK partisinde son dönemde yaşanan iç karışıklıklar ve giderek derinleşen liderlik krizi, duygusal kopuşu derinleştiriyor.

Yunanistan merkezli Dnews haber sitesinde yayımlanan analizinde gazeteci Angeliki Spanu, PASOK partisinde son dönemde yaşanan iç karışıklıkları ve giderek derinleşen liderlik krizini gözler önüne serdi. Parti içindeki karşıt gruplar arasında ciddi güvensizlik ve gerilim olduğu belirtilirken, PASOK'un seçimlere güçlü bir muhalefet partisi olarak hazırlanmadığı eleştirisi öne çıkıyor. İşte Spanu'nun kaleme aldığı yazının Türkçe tam çevirisi:
PASOK'ta duygusal kopuş (iç çatışma) derinleşiyor
Gün yüzüne çıkan iç parti olayları buzdağının sadece görünen kısmı. Görünmeyen tarafta ise, bilinmeyen bir zamanda güçlü bir sarsıntıya neden olabilecek derin bir çatlak var.
PASOK’un il ve yerel örgütlerinde yapılan toplantılarda, genellikle gerginlik hakim. Parti yönetimine yakın isimler, genel başkanı sabote etmekle suçladıkları kişilere karşı öfke patlaması yaşıyor ve partinin, Nikos Androulakis'in sorumluluğuyla yok olma sürecinde olduğunu düşünen yoldaşlarıyla sert tartışmalara giriyorlar.
Taraflar arasında ağır sözler sarf ediliyor; bu, karşılıklı güvensizliği, antipatiyi ve hatta düşmanlığı yansıtıyor. Ortam, seçimleri kazanmaya hazırlanan bir ana muhalefet partisini yansıtmaktan çok uzak.
Nikos Androulakis’i kurtaran şey ise, parti içi muhalefetin umut bağladığı Haris Doukas ve Pavlos Geroulanos’un birbirleriyle bir iletişim içinde olmamaları ve partideki liderlik meyvesinin olgunlaşıp kendiliğinden düşmesini bekleyerek harekete geçmemeleri.
Ancak bu, ulusal seçimlere kadar gerçekleşmeyecek ve o zamana kadar geriye sadece "boş bir gömlek" mi kalacağı sorusu, bu isimlerle temas halinde olan milletvekilleri ve parti yöneticilerinin zihnini kurcalıyor. Bu nedenle, doğal sürecin beklenip beklenmemesi gerektiği tartışılıyor.
Buna karşın, Harilau Trikupi (PASOK genel merkezinde) yetkilileri, partinin yürüttüğü yapıcı muhalefetin sonunda takdir edileceğini ve bunun anketlere de yansıyacağını düşünüyor. Ciddi stratejik hatalar yaptıklarına inanmıyorlar ve hükümetin Tempi faciası sonrası izlediği politikaların yarattığı öfkeye bağlı olarak anketlerde yükselişte olan Zoe Konstantopoulou’dan tehdit hissetmiyorlar.
Programatik pozisyonların hazırlanmasına ve bölgesel kongreler aracılığıyla tabanla kurulan temaslara önem veriyorlar ve partiyi zayıflatan sorumluluğu, içe kapanıklığı provoke edenlere veya sürdürenlere yüklüyorlar.
Durumun iki farklı okuması var: Andrulakis’in ekibi, PASOK liderinin Maximu Sarayı (Başbakanlık) tarafından sert şekilde hedef alındığını ve Kiryakos Miçotakis için tehlikeli bir rakip olarak görüldüğünü düşünüyor. Öte yandan, temel tercihleri ve liderlik becerileri sorgulayan karşıt grup ise, parti organlarının işlevsizleştirilmesinden ve kararların genel başkanın çevresindeki dar bir kadro tarafından alınmasından rahatsız.
Andrulakis’e destek verenlere göre, o tek başına büyük çıkarlarla ve Miçotakis sistemiyle savaşıyor. Karşı cepheye göre ise, onun asıl önceliği partinin kontrolünü elde tutmak; bu, parti küçülse bile fark etmiyor.
PASOK’un içindeki iki farklı dünya, bir arada ama iletişimsiz şekilde yaşamını sürdürüyor. Bu tür durumlarda ise, "boşanma" genellikle kaçınılmazdır ve ne kadar gecikirse, o kadar sancılı olur."