Emekli Büyükelçi Hüseyin Avni Botsalı Türk-Yunan ilişkilerini MİLLET’e değerlendirdi
Botsalı: Türkiye ve Yunanistan gibi ülkelerin tahrik ve önyargılara kapılmadan, sorumlu, ihtiyatlı ve sağduyulu hareket etmeleri her zamankinden daha önemlidir.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinde 5 Ekim 2022 Çarşamba günü "Yunan İsyanı ve Tripoliçe Katliamı" konulu panel düzenlendi.
Ankara Üniversitesi tarafından düzenlenen panelde ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, uzman Ali Fuat Gönenç ve Emekli Büyükelçi Hüseyin Avni Botsalı konuşmacı olarak katıldı. Prof. Dr. Levent Kayapınar'ın yönettiği panelde diğer konuşmacılar gibi Büyükelçi Botsalı da Tripoliçe katliamı konusunda kısa bir sunum yaptı.
2001-2004 yılları arasında Yunanistan’da Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosu olarak görev yapmış olan tecrübeli Türk diplomat; başta Mora ayaklanmasına ve katliama önayak olmuş bulunan isyanci elebaşı Theodoros Kolokotronis’in hatıratı olmak üzere, o dönemde Mora’da yaşayan ve/veya bölgeyi ziyaret etmiş olan batılı diplomat, vakanüvis ve seyyahların eserlerinde Türkleri, Müslüman Arnavut ve diğer topluluklar ile Musevileri hedef alan olay ve katliamların şüphe ve tereddüte yer bırakmayacak netlikte anlatıldığını söyledi.
Botsalı, iki asır önce cereyan etmiş ve toplumların tarihine damgasını vurmuş bulunan bu neviden trajik ve kanlı olayların günümüzde objektif ve bilimsel kriterlere uygun olarak araştırılıp, belgelendirilmesinin ve yaşanmış gerçeklerin kamuoyunun hafızasına doğru olarak kazandırılmasının tarihten ders almak bakımından önemli ve lüzumlu olduğunu sözlerine ekledi.
Büyükelçi Botsali diğer taraftan, günümüzde çağdaş bilim adamı, politikacı, kanaat önderi ve aydınlara düşen asıl varoluşsal (existential) görevin, aynı coğrafyayı paylaşmakta olan iki millet ve devletin ilişkilerini barış, istikrar ve ortak çıkarlar düzleminde bugün ve gelecekte nasıl yönetip yönlendirebileceklerinin araştırılması olduğunu, gerçek sınamanın burada yattığını vurguladı.
Özellikle küresel planda savaş tehlikesi de içeren tektonik sarsıntı ve gelişmeler cereyan ederken, Türkiye ve Yunanistan gibi ülkelerin yönetici, lider, medya ve sivil toplum önderlerinin tahrik ve önyargılara kapılmadan, sorumlu, ihtiyatlı, itidalli ve sağduyulu hareket etmelerinin her zamankinden daha fazla önem ve zaruret kazandığını kaydetti.
Emekli Türk Büyükelçi Hüseyin Avni Botsali Türk-Yunan ilişkilerindeki sınamaları MİLLET’e şöyle sıraladı:
- İki toplumun tarihsel travmalarının ve ulusal hafızalarındaki acıların ilişkilere zarar vermesinin nasıl önlenebileceği,
- Karşılıklı nefret lisan ve kültürünün karşılıklı güven ortamına ve yapıcı iklime dönüştürülebilmesi için ne yapmak gerektiği,
- Aşırılık yanlısı çevre ve oluşumların toplumsal hassasiyet ve algıları kötüye kullanıp tırmandırmalarının nasıl önlenebileceği,
- Ulusal kimlik ve milli hafıza bakımından ötekileştirmenin nasıl önlenebileceği,
- Dış politika- reel politik dinamikleri ile iç siyasetin günlük refleks ve ihtiyaçları arasındaki çelişkilerin nasıl giderileceği,
- İki toplumun varolan önyargı, şartlanma ve duygusal reflekslerinin yumuşatılması konusunda neler yapılabileceği,
- Toplumların gelecek vizyonları, bu vizyonlarda ortak çıkarlar, bilhassa ekonomik menfaatler, karşılıklı kabulleniş, sorun çözme ve çözümsüz kalacak sorunlarla yaşama iradesinin nasıl inşa edileceği...
ORTAK GELECEK VİZYONU
Gelecek nesillere pozitif kültürel miras bırakabilmek için neler yapılabileceği hususunda sivil toplum ve kanaat önderlerine yöntem olarak "stratejik sabır", "hoşgörü", "esnek ve yapıcı yaklaşımlar", "diyalog" ve "yaratıcı pozitivizm" öneren Emekli Büyükelçi Botsalı, geleceğe yönelik tavsiyelerine ilişkin sorumuza cevaben:
"Yetki, karar ve sorumluluk mevkilerinde bulunanların, hamaset kontrolü yanında kendilerine yönelebilecek manipülasyon, tahrik ve tuzaklara karşı her zamankinden daha dikkatli, ihtiyatlı ve müteyakkız olmaya özen göstermeleri gerektiğini vurguladı.
Botsalı bu meyanda dış politikada uzun vadeli gündem ve çıkarlar ile günlük siyasetin iç dinamiklerinin olabildiğince net çizgilerle birbirinden ayrılmasının da büyük önem arzettiğine dikkat çekti.
"Türk-Yunan ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz, görüşleriniz nelerdir?" şeklindeki sorumuza cevaben Botsalı şunları söyledi:
"Ortak gelecek ve bir arada yaşama kültürünü samimi ve gerçekçi parametreler üzerine inşa etmekten başka çare yoktur. Husumet ve gerginlikleri daha fazla tırmandırmanın kimseye fayda sağlamayacağını düşünüyorum. Mevcut şartlarda yumuşama ve de-eskalasyona ihtiyaç var."
"Bilhassa gençliğin husumet ve nefret kültüründen arındırılması ve korunması şart..!" diyen Botsalı, “Taraflar isterlerse iki ülke arasında karşılıklı ve ortak menfaatler dengesi kurulmasının mümkün olabileceğini, küresel ekonomiyle uyumlu işbirliği ve ortaklıkların hem ulusal, hem de bölgesel planda yeni fırsat ve sinerjiler yaratacağını, her halükarda bu alanlara milli ve uluslararası kaynaklar seferber edilerek uzun soluklu yatırımlar yapılmasının gerekeceğini" belirtti.
Büyükelçi Botsalı; "Sürdürülebilir kalkınmaya yönelik ekonomik ve ticari işbirliğinin ve büyük çaplı yatırımların gerçekleşebilmesi için tarafların karşılıklı olarak birbirlerine ve üçüncü taraflara güven ve güvence verebilmelerinin şart olduğunu, istikrarlı ve yapıcı ortam sağlanmadan uluslararası finans, yatırım ve teknoloji çevrelerinin dikkat ve önceliklerini bölgeye yönlendirmeyeceklerini de hatırda tutmak gerektiğini” kaydetti