Vücutta gizlenen tümör, bağışıklık sistemini harekete geçiren "immünoterapi" ile yok ediliyor

Prof. Dr. Özge Gümüşay: "Gelişmeler, metastatik meme kanseri yönetiminde yeni dönemin başlangıcına işaret etmektedir"

Sağlık 1 Kasım 2025
Vücutta gizlenen tümör, bağışıklık sistemini harekete geçiren "immünoterapi" ile yok ediliyor

Bilim insanları, bağışıklık sistemini kuvvetlendiren immünoterapi gibi yeni nesil tedavilerle, meme, akciğer, mesane gibi birçok kanserde gizlenen tümörün yok edilerek, ortalama yaşam süresinin ve hayat kalitesinin arttığını bildirdi.

Onkoloji ve İmmünoterapi Derneği tarafından düzenlenen 9. Ulusal İmmünoterapi ve Onkoloji Kongresi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) Bafra kentinde gerçekleştirildi.

Kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında konuşan Onkoloji ve İmmünoterapi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Fatih Selçukbiricik, kongreye yurt içi ve yurt dışından 800'ün üzerinde bilim insanının katıldığını, 30'a yakın bilimsel oturum düzenlendiğini ve 200'e yakın araştırmacının da bilimsel çalışmalarıyla destek sağladığını söyledi.

Kongrede, kanser tedavisinde yenilikçi ve hedefe yönelik tedaviler, bilimsel çalışmalar, yapay zeka teknolojileri gibi birçok başlığın ele alındığını ifade eden Selçukbiricik, kanser tedavisinde özellikle bağışıklık sisteminin güçlendirilerek vücudun tümörü yenmesini amaçlayan yenilikçi tedavilere ilişkin bilgilerin verildiğini bildirdi.

Selçukbiricik, kongrede, özellikle cerrahi şansı bulunmayan, mevcut tedavilerden yanıt alınamayan, metastaz yapmış ileri evre kanserlerde, çeşitli etken maddelerin yer aldığı kişiselleştirilmiş ve hedefe yönelik tedaviler hakkında bilimsel çalışma sonuçlarının aktarıldığını kaydetti.

"Gelişmeler, metastatik meme kanseri yönetiminde yeni dönemin başlangıcına işaret etmektedir"

Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim üyesi tıbbi onkoloji uzmanı Prof. Dr. Özge Gümüşay da cerrahi şansı bulunmayan ve yayılmış meme kanseri hastalarında yenilikçi tedavilerle sağ kalım oranlarının ve yaşam kalitesinin arttığına işaret etti.

 

Onkolojideki son gelişmelerden birinin yeni nesil ilaçlarla tedavi olduğunu aktaran Gümüşay, meme kanserinde kullanılmaya başlanılan "Trastuzumab Derukstekan" etken madde içeren yenilikçi tedaviyle, özellikle agresif seyirli meme kanseri hastalarında etkin tedavi sonuçları elde edildiği bilgisini verdi.

 

Gümüşay, söz konusu yenilikçi tedavinin, cerrahi olarak çıkarılması mümkün olmayan veya tümörün vücuda yayıldığı, mevcut tedavilerden yanıt alınamayan hastalarda uygulandığını aktararak, şunları kaydetti:

 

"Bu tedavi, mevcut kriterleri taşıyan hastalarda, yaşam süresini uzatan, tedavi seçeneklerini çeşitlendiren önemli bir yöntemdir. Bu gelişme, metastatik meme kanseri yönetiminde yeni bir dönemin başlangıcına işaret etmektedir. Yeni nesil 'Trastuzumab Derukstekan' tedavisi, HER2 pozitif kanser hücrelerini hedef alarak ve bu hücreleri yok etmek için kemoterapi ajanını doğrudan hücreye taşır. Bu tedavide antikor, meme kanserindeki HER2 pozitif hücrelere bağlandıktan sonra ilaç ve antikor bileşeni hücre içine alınır, hücrenin bölünerek çoğalmasını engeller. Böylece, kanser hücrelerinin ölmesi sağlanır. New England Journal of Medicine ve The Lancet dergilerinde yayımlanan makalelerde, HER2 pozitif meme kanserli hastalarda hastalığın ilerlemeden geçen süreyi ortalama 1,5 yıl uzatabildiği saptanmıştır."

 

İleri evre mesane kanseri tedavisinde yenilikçi tedavi

Tıbbi onkoloji uzmanı Prof. Dr. Çağatay Arslan da ileri evre mesane kanserinde immünoterapi tedavilerinde elde edilen etkin sonuçlara ilişkin bilgi verdi ve her yıl dünyada 600 bin kişinin yeni tanı aldığını anlattı.

 

İleri evre hastalarda klasik kemoterapiyle çoğu zaman sınırlı etki alınabildiğinden daha etkili ve uzun süreli çözümler sunabilen yeni tedavi yöntemlerine olan ihtiyacın arttığını belirten Arslan, bu tedavilerden birinin bağışıklık sistemini uyandıran "avelumab" etken maddesini içeren immünoterapi yöntemi olduğunu söyledi.

 

Arslan, "Avelumab etken maddesi, vücudun kendi bağışıklık sistemini kansere karşı yeniden harekete geçiren bir immünoterapidir. Kanser hücreleri, PD-L1 isimli bir protein üreterek bağışıklık hücrelerinden gizlenmeyi başarır. Bu protein, bağışıklık hücrelerinin kanserli hücreleri tanıyıp yok etmesini engeller. Bu tedavi, PD-L1'i hedef alarak bu 'gizlenme kalkanını' ortadan kaldırır. Böylece bağışıklık hücreleri, kanser hücrelerini yeniden tanır ve vücut kendi savunma gücüyle kansere karşı savaşmaya başlar. Avelumab etken maddesinin yer aldığı tedaviyle bağışıklık hücreleri, kanser hücrelerini doğrudan yok etme gücünü artırır. Yani, bağışıklık sistemini kanser hücrelerine karşı duyarlaştırır ve kanser hücrelerinin yok edilmesini sağlar." diye konuştu.

 

Tedavi etkinliğinin bilimsel çalışmalarla ortaya konduğunu dile getiren Arslan, şöyle devam etti:

 

"The New England Journal of Medicine dergisinde yayımlanan klinik çalışmada kanıtlanmıştır. Bu çalışmada, kemoterapi sonrası hastalığı ilerlememiş ileri evre mesane kanseri hastaları iki gruba ayrılmıştır. Bu tedaviyi alan grupta, genel yaşam süresi yüzde 31 oranında uzamış, iki yıllık sağ kalım oranı yüzde 48'e ulaşmıştır. Bu tedaviyi alan ileri evre mesane kanseri hastalarında yaşam süresini kemoterapi sonrasında ortalama 21 aya kadar uzatabildiğini göstermiştir."

 

İleri evre yaygın mesane kanserinde "akıllı bomba" tedavisi

Tıbbi onkoloji uzmanı Prof. Dr. Ece Esin ise ileri evre yaygın mesane kanserinde "akıllı bomba" diye isimlendirilen ilaç tedavisine ilişkin açıklamalarda bulundu.

 

"Enfortumab Vedotin" etken maddesini içeren tedavinin, kanser hücrelerinin yüzeyinde yer alan "Nectin-4" adlı proteini hedef aldığını aktaran Esin, "Bu tedavi, 'akıllı bomba' olarak da tanımlanabilecek bir mekanizmayla çalışıyor. İlaç, Nectin-4'ü tanıyarak doğrudan tümör hücresine bağlanıyor. Hücre içine taşınan özel toksik madde, içeride serbestleşerek kanser hücresini içeriden yok ediyor. Böylece sağlıklı dokulara minimum zarar verirken, tümör üzerinde güçlü ve seçici bir etki yaratıyor." diye konuştu.

 

Prof. Dr. Esin, "New England Journal of Medicine'da yayımlanan geniş kapsamlı çalışmada, yeni hedefe yönelik tedaviyi kullanan ileri evre mesane kanseri hastalarının ortalama yaşam süresinin yaklaşık yüzde 30 arttığını ortaya koymaktadır. Bu sonuçlar, ileri evre hastalar için yaşam süresini uzatan ve yaşam kalitesini iyileştiren güçlü bir tedavi seçeneğini ortaya koymaktadır." diye konuştu.

 

"Genel yaşam süresi yüzde 35 oranında uzamıştır"

Tıbbi onkoloji uzmanı Prof. Dr. İsmail Ertürk de prostat kanserine ilişkin yeni tedavi seçeneklerine dikkati çekti.

 

Prostat kanserinin, erkeklerde en sık görülen kanserlerden biri olmaya devam ettiğinin altını çizen Ertürk, son yıllarda özellikle metastatik (ileri evre) prostat kanseri tedavisinde yaşanan bilimsel ilerlemelerin, hastalığın seyrini önemli ölçüde değiştirdiğini söyledi.

 

Artık metastatik prostat kanseri tedavisinde sadece klasik hormon baskılama yöntemlerine bağımlı kalınmadığını dile getiren Ertürk, "Yeni nesil testesteron baskılayıcı tedaviler, genetik hedefli ilaçlar ve radyonüklid tedaviler sayesinde hastaların yaşam süresi uzuyor, yaşam kalitesi belirgin biçimde iyileşiyor. Ortalama genel sağ kalımlar, yaygın hastalığı olanlarda bile 5 yılın üzerine çıkıyor. Son dönemde testesteron baskılayıcı ilaçlar ve erken dönemde kemoterapi kombinasyonlarıyla tedavi başarısı artmış durumda." ifadelerini kullandı.

 

Yeni immünoterapi yönteminin etkinliğine dair bilimsel veri sonuçlarına ilişkin bilgi veren Ertürk, şunları kaydetti:

 

"New England Journal of Medicine Dergisi'nde yayımlanan klinik çalışmada, standart hormon baskılama tedavisine Apalutamit etken maddeli ilaç eklendiğinde genel yaşam süresi yüzde 35 oranında uzamıştır, hastalığın ilerleme riski yüzde 52 azalmıştır ve yaşam kalitesi korunmuştur. Somut verilere göre, bu tedaviyi alan hastalarda yaşam süresi 1,5 kata kadar uzamakta ve hastalığın ilerlemesi yaklaşık 2 yıl gecikmektedir. Tüm bu gelişmeler metastatik prostat kanserini uzun süre kontrol altında tutulabilen bir hastalık haline getirdi."

 

Kongrede, akciğer, safra yolları gibi farklı kanser türlerine ilişkin de yeni tedavilere yönelik bilgi verildi.

 

HAKKIMIZDA

ÇINAR FM, Gümülcine'den yayın yapan Batı Trakya Türk Azınlığı'nın tek dernek ve haber radyosudur.

Daha önce farklı bir isimle çalışan radyo 30 Nisan 2010'da ÇINAR Derneği tarafından satın alındı. Bu tarihten itibaren baştan sona yenilenerek, yepyeni ve farklı bir anlayışla ÇINAR FM olarak yayın hayatına devam etmektedir.

ÇINAR FM, Batı Trakya'da Müslüman Türk Azınlık mensupları tarafından kurulan ÇINAR Derneği'nin büyük fedakârlıklarla ve gönüllülük esasına göre yayın hayatını sürdürmeye çalışan bir KAMU hizmetidir. Derneğimize destek vererek sesimizin daha güçlü bir şekilde duyurulmasına katkıda bulunabilirsiniz.

Türkçe ve Yunanca haber bültenleri, haber ve tartışma programları yanısıra, eğitsel ve kültürel programlar da sunan radyo, bir haber, kültür ve bilgi radyosu olmaya yönelik gayretlerini sürdürmektedir. Uluslararası müzik de çalan ÇINAR FM, Batı Trakya Türk Azınlığı'nın ilk ve tek dernek/topluluk ve haber radyosu özelliğini taşımaktadır.

Hep birlikte daha güçlü daha sesli daha dinamik bir Çınar FM için elele. Bu radyo sizin, bu radyo hepimizin...

Çınar FM 91.8
© 2025 Çınar FM 91.8
KÜNYE
Çınar FM 91.8 - Haber radyosu
Sahibi: Çınar Derneği
Genel Sorumlu: Cengiz ÖMER
Yayın ve Reklam Koordinatörü: Necat AHMET
Adres: A. Manesi 5, Komitini 69100, GREECE
Tel: +30 25310 26001
E-posta: cinarfm91.8@gmail.com
ΤΑΥΤΟΤΗΤΑ
CINAR FM 91.8 - Ενημερωτικός Ραδιοφωνικός Σταθμός
Ιδιοκτησία: Σύλλογος "Ο Πλάτανος"
Νόμιμος Εκπρόσωπος - Διευθυντής: Ζενγκίς ΟΜΕΡ
Συντονιστής Προγραμμάτων και Διαφημίσεων: Νετζάτ ΑΧΜΕΤ
Διεύθυνση: Α. Μάνεση 5, Κομοτηνή 69100
Τηλ: +30 25310 26001
Ηλ. Διεύθυνση: cinarfm91.8@gmail.com