Batı Trakya’da Türk Azınlık Okulları: Bir kimlik mücadelesi
Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı olarak sahip olduğumuz en değerli miraslarımızdan biri, kuşkusuz Türk Azınlık Okullarıdır. Tarih boyunca Osmanlı’dan günümüze miras kalan bu yapılar, sadece bir eğitim kurumu olmanın ötesinde; kimliğimizi, dilimizi ve inancımızı geleceğe taşımamız için bizlere emanet edilmiştir. Dilimiz ve inancımız üzerinde süregelen baskı ve kısıtlamalara rağmen bu okullar, varlığımızın simgesi olmaya devam etmektedir.
Bugün, Türk Azınlık Okulları’nın işlevselliği ve devamlılığı, yalnızca eğitim sistemine değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmamıza da bağlıdır. Azınlık okulları, sadece Türkçe eğitim veren kurumlar olarak değil, aynı zamanda Müslüman Türk kimliğini yaşatan ve gelecek nesillere aktaran köklü bir yapı olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak bu kutsal emaneti layıkıyla koruyabilmek için bir arada durmak, birlik olmak zorundayız.
Son yıllarda karşılaştığımız zorluklar, azınlık haklarının korunması gerekliliğini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Azınlık okullarımız, bir yandan dilimizi yaşatmak, diğer yandan dinî eğitim verebilmek adına büyük bir mücadele vermektedir. Ne yazık ki, bir yandan kapatılma ve işlevsizleştirme tehditleriyle karşı karşıya kalırken, diğer yandan toplumumuz içinde de bu kurumlara yönelik ilgisizlik söz konusu olabiliyor. Unutulmamalıdır ki, bu miras sadece bugünün değil, geleceğin çocuklarına da bırakılacak en kıymetli emanetimizdir.
Türk Azınlık okulları, yalnızca eğitim değil, aynı zamanda kültürel bir dayanışma alanı olarak da işlev görmektedir. Yıllarca süregelen kültürel baskılara ve eğitim haklarının kısıtlanmasına rağmen bu kurumlar, Batı Trakya’daki Müslüman Türk azınlığının kimliğini, dilini ve inancını yaşatabilme amacını güdüyor. Bu nedenle, bugün bizlere düşen görev, bu emanetlere sahip çıkmak, çocuklarımızı bu okullarda okutmak ve dayanışma içinde bu mirası yaşatmaktır.
Bu okulları yaşatmak için üzerimize düşen sorumluluk büyük. Bu bilinçle, çocuklarımıza miras bırakacağımız bu kutsal emanete her zamankinden daha fazla sahip çıkmalıyız. Birlik içinde, Türk Azınlık Okulları’nın Batı Trakya’daki Türk varlığının köklerini koruyabilmesi için mücadele etmeliyiz. Toplumsal dayanışma ruhuyla bu mirası geleceğe taşıdığımızda, yalnızca bugünün değil, yarının da kazanacağına olan inancımızı hiçbir zaman yitirmemeliyiz.
Eğitimli Toplumun Gücü doğru kullanıldığında, var olan demokrasilerde daha fazla ses getirir.Bu da mücadelenin eğitimli olanıdır.
Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı olarak, demokrasinin toplumların özgürlüğünü ve haklarını güvence altına alması gerektiğine inanıyoruz. Ancak eğitimsiz bir toplumda demokrasi, işlevini yitirir; bu ortamda demokrasi yalnızca güçlülerin çıkarına hizmet eden bir araç haline gelir. Bu nedenle, Batı Trakya’daki Müslüman Türk çocuklarımızın nitelikli bir eğitim alması, geleceğimizin ve haklarımızın güvence altına alınması açısından hayati önem taşır.
Unutmamalıyız ki, eğitimsiz bir toplum kendini ifade edemez; haklarını koruyamaz ve gelişemez. Çocuklarımızın her iki kültürde de donanımlı bir eğitim alması, Batı Trakya’daki Türk toplumunun geleceğini inşa edecek en sağlam temeldir. Demokrasi içinde, eğitimli bir toplum, kendi sesini duyurabilen, haklarına sahip çıkabilen bir toplum olacaktır. Bu bilinçle, dilimizi, kimliğimizi ve inancımızı yaşatmanın yanı sıra, geleceğe umutla bakan bir toplumun temellerini atabiliriz. Eğitimli, donanımlı ve dayanışma içinde bir toplum olarak, demokratik haklarımızı koruyabilir, demokrasiyi bir baskı aracı olarak kullanmaya çalışanlara karşı güçlü bir duruş sergileyebiliriz.
Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı olarak dilimizi ve inancımızı yaşatabilmek için birlik olmalı, haklarımızı korumak adına dayanışma içinde bir duruş sergilemeliyiz. Bu mirasa sahip çıktığımız sürece, çocuklarımıza bırakacağımız en büyük armağan kimlikleri, dilimiz ve inançları olacaktır.