İsrail'in Gazze'deki "açlık ablukası" 17. gününde: Su, gıda ve ilaç yok
Gazze’de 17 gündür süren İsrail ablukası nedeniyle gıda, su ve ilaç erişimi tamamen kesildi, halk temel ihtiyaçlara ulaşamıyor.
İki haftayı aşkın süredir Cibaliya Mülteci Kampı başta olmak üzere Gazze Şeridi'nin kuzeyi karadan ve havadan yoğun bir şekilde vuruluyor.
İsrail, her geçen gün ise bölgedeki şiddetini artırıyor.
İsrail askerleri, kuşattıkları bölgede giriş-çıkışları da engelliyor.
Gazze'nin kuzeyinde on binlerce Filistinliyi dar bir alana sıkıştıran İsrail, bölgede bir "aç bırakma" siyaseti izliyor.
TAHLİYEYE DE İZİN VERMİYOR
Gazze'deki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, yayımladığı açıklamada, Gazze'nin kuzeyinde İsrail'in saldırıları nedeniyle yaşanan insani felaketin boyutlarına ilişkin bilgi verdi.
İsrail ordusunun, bölgede hareket eden ne varsa hedef aldığını vurgulayan Basal, "işgal güçlerinin kuzeydeki yerleşim yerlerini havaya uçurmaya devam ettiğini" belirtti.
Basal, Tel Aviv yönetiminin, Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampına yönelik "katliam, abluka ve aç bırakma siyaseti" izlediğini ifade etti.
Basal ayrıca İsrail ordusunun, yaralıların tahliyesi için sivil savunma ekiplerinin bölgeye girişine izin vermediğini aktardı.
4 KİŞİ DAHA HAYATINI KAYBETTİ
Görgü tanıklarının aktardığına göre, İsrail'e ait savaş uçakları, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yer alan Gazze kentinin kuzeybatısına, Es-Saftavi bölgesine, Beyt Lahiya'ya ve Cibaliya Mülteci Kampı'na yoğun saldırılar düzenledi.
İsrail ordusuna ait askeri araçların Beyt Lahiya'daki Endonezya Hastanesi ile Gazze kentinin kuzeybatısındaki Et-Tevam kavşağı çevresinde konuşlandığı ve bölgeden aralıklı olarak silah seslerinin duyulduğu aktarıldı.
Beyt Lahiya ve Cibaliya Mülteci Kampı'nda bazı binaların havaya uçurulduğu ya da saldırılar nedeniyle yandığı kaydedildi.
İsrail güçlerinin, Beyt Lahiya'daki Şeyh Zayid kavşağı yakınındaki bir yerleşim alanını da yıktığı belirtildi.
Ayrıca İsrail ordusunun Gazze kentinin kuzeybatısındaki Şati Mülteci Kampı, Sudaniye bölgesi ve kentin güneydoğusundaki Zaytun Mahallesi'ne de şiddetli hava saldırıları düzenlediği belirtildi.
Sağlık kaynakları, İsrail ordusunun Saftavi bölgesinde bazı evlere düzenlediği topçu saldırıda 2 kişinin öldüğünü, bazı kişilerin de yaralandığını aktardı.
Gazze kentindeki sivil savunma ekipleri de İsrail ordusunun kentin batısındaki Ahmed Yasin Caddesi'ne düzenlediği topçu saldırıda 2 kişinin öldüğünü kaydetti.
Öte yandan İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Bureyc ve Nusayrat mülteci kamplarının kuzey bölgelerine de topçu saldırılar düzenlendi.
Saldırılarda herhangi bir can kaybı olmazken, bölgede çok sayıda binanın havaya uçurulduğu, şiddetli patlama seslerinin duyulduğu aktarıldı.
Görgü tanıklarının ifadesine göre, İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinin El-Abesan el-Cedide bölgesi başta olmak üzere doğu kısımlarına top mermileriyle ve silahlarla yoğun şekilde ateş açtı.
İSRAİL'İN ZORLA GÖÇ PLANI
Cibaliya Mülteci Kampı başta olmak üzere Gazze'nin kuzeyine 5 Ekim'de yoğun hava saldırıları düzenleyen İsrail ordusu, 6 Ekim'de söz konusu bölgelere kara saldırısı başlattı.
Bu adımın, daha önce İsrail basınına yansıyan ve "generallerin planı" olarak bilinen, İsrailliler için yerleşim yeri hazırlığı yapmak amacıyla Filistinlilerin Gazze'nin kuzeyinden tahliye edilmesi adına atıldığı düşünülüyor.
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, 7 Ekim'de sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun, Cibaliya ve Beyt Lahiya'daki Filistinlilere uyarıda bulunarak boşaltılması istenilen bölgelerin haritasını paylaşmıştı.
Filistinlilere Gazze'nin güneyindeki Mevasi bölgesine gitme çağrısı yapan Adraee'nin paylaştığı haritanın, İsrail ordusunda eski Operasyonlar Bölümü Başkanı General Giora Eiland'ın girişimiyle hazırlanıp hükümete sunulan Filistinlilerin zorla göç ettirilmesine ilişkin "generallerin planına" benzerliği dikkati çekmişti.
"Generaller Planı" adını taşıyan bu plan, Filistinlileri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinden tehcir etmeyi, ardından bölgenin kuşatılması, gıda, yakıt ve temiz su girmesine izin verilmemesini öngörüyor. Bu durumda silahlı direnişçilerin "ölüm ya da teslim olma" arasında tercihe zorlanması, bölgeyi terk etmeyen veya terk edemeyen Filistinlilere de "düşman unsur olarak muamele edilmesini" içeriyor.
İsrail hükümeti, geçen ay basına yansıyan plana ilişkin bir açıklama yapmazken İsrail devlet televizyonu KAN'ın haberinde eylül ayında kabinenin bu planı incelediği duyurulmuştu.