Gazze’nin dünyaya verdiği ders

7 Ekim’den bu yana Gazze direnişi sebebiyle Filistin-İsrail savaşı dünya gündeminin en üst sıralarındaki yerini korumaya devam ediyor.

Dünya 9 Ocak 2024
Gazze’nin dünyaya verdiği ders

İsrail’in vahşi saldırılarını durdurmak amacıyla Ekim ayındaki BM genel kurulunda yapılan oylamada Balkan devletleri ve komşuları itibariyle Hırvatistan, Macaristan ve Avusturya İsrail yanlısı bir tavır alırken Sırbistan, Arnavutluk, K. Makedonya, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan çekimser oy kullandı. Ateşkese evet oyu verenler Bosna-Hersek, Karadağ ve Slovenya oldu. Kosova ise BM üyesi olmadığı için oy kullanma hakkına sahip değil.

7 Ekim’den bu yana Gazze direnişi sebebiyle Filistin-İsrail savaşı dünya gündeminin en üst sıralarındaki yerini korumaya devam ediyor. Ağlayan zavallı Filistinlilerin görüntüleri yerine soykırımcı Siyonist İsrail işgaline karşı ciddi bir direniş organize etmeyi başaran Gazze haberleri, dünya kamuoyunun gündemine yerleşti. İsrail’in binlerle ifade edilen kayıpları ve Gazzelilerin esir aldığı çok sayıdaki siyonist rehinenin varlığı herkesi şoke etti.

Saldırgan İsrail güçlerine karşı taş ve sopalarla direnmeye çalışırken görmeye alıştığımız Filistin halkının bu defa roket, füze hatta dron ve paramotor gibi hava araçları ile organize bir operasyonu başarmaları, başta işgalci Siyonist İsrail olmak üzere tüm dünyayı şaşkına çevirdi.

Gazzelilerin bu beklenmeyen operasyonunun sonuçlarından birisi, tüm dünyanın âdeta ikiye bölünmesi oldu. ABD ve yandaşı hükümetler alçak İsrail’e şartsız destek verirken, vicdanının sesini dinleyen insanlar mazlum Filistin’in insan haklarını savunmak için dünya meydanlarını doldurmaya devam ediyor.

Gazze direnişiyle İsrail’in 75 yıldan bu tarafa yürüttüğü vahşi sürgün ve soykırımlar konuşulmaya ve sorgulanmaya başlandı. Zalim İsrail’in en büyük destekçisi ABD’nin bile Bağımsız Filistin devletinin varlığını kabul ederek iki devletli çözümden bahsetmek zorunda kalması, olumlu bir gelişme olarak yorumlandı.

Batı başkentlerinde milyonlarca vicdanlı insan Filistinli mazlumlara destek verirken, çoğu hükümetin siyasî irade ve ikballerini bir avuç siyonist zorbaya kaptırmış olması insanlık adına utanç vericidir.

Batı iflas etti

BM, AB ve diğer kurumlar eliyle dünyaya medeniyet, demokrasi ve insan hakları gibi değerler konusunda ders verme iddiasındaki Batı dünyası, İsrail’e verdiği bu destek ile tamamen iflas etmiştir. Vatansever Gazzelilerin yiğitçe direnişi sayesinde, sömürgeci batılıların maskesi paramparça olmuş, gerçek yüzleri ortaya çıkmıştır. Dünya barışını ve insanî değerleri savunma görevinin en güçlü adayı Türkiye’dir. ‘Dünya 5’ten büyüktür’ ve ‘daha âdil bir dünya mümkündür’ söylemini dile getiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Bugünü daha iyi anlamak için yakın tarihe bir göz atalım. 2. Dünya savaşının bitimiyle Cemiyeti Akvam, (Leage of Nations) Birleş Milletler adı altında yeniden yapılandırıldı. Bu yeni yapısıyla BM, dünya barışını koruma ve tüm insanlığı daha iyi şartlara kavuşturma adına önemli kararlar aldı. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi bu kararların başında gelir. Devamında soykırımları önleme sözleşmesi bu olumlu adımlardan bir diğeri... Zor kullanarak toprak genişletme amacıyla sınır ihlâlinin meşru sayılmayacağı prensibinin kabulü ile çatışmaların önüne geçilmeye çalışılmıştır. Teorik olarak fevkalade doğru olan bu kararların uygulaması konusunda iyimser bir şeyler yazmak maalesef mümkün değildir.

İsrail'e devlet Filistin'e sürgün ve soykırım

1945 ila 1950 yılları arasında bölgemizi etkileyen önemli bazı gelişmelere dikkat çekmek isterim. Bunların başında, İngiliz manda idaresinin sona ermesi ile Filistin topraklarında siyonist bir İsrail devletinin ilânı gelir. 1948 yılında BM, Filistin topraklarında İsrail’in yanında bağımsız bir Filistin devletinin varlığını da resmen tanımıştır. Devam eden yıllarda Filistin devletinin varlığı teyit edilmesine rağmen siyonist terör çeteleri Filistin’de yaşayan yerli Araplara sürgün ve soykırım uygulamaya devam etmiştir.

Filistin devletinin varlığı hep kâğıt üzerinde kalmış, devletsiz ve ordusuz kalan Filistinliler günümüze kadar süren Siyonist zulümden korunacak bir yapıdan mahrum kalmışlardır. Filistin’in komşusu Mısır, Ürdün ve diğer Arap devletleri İsrail’in varlığını popülist söylemlerle reddetmişler ancak Filistin’de varoluş mücadelesi veren kardeşlerine gereken ilgi ve desteği vermemişlerdir.

Filistin’e yapılacak en önemli destek, bağımsız devletlerini ve ordularını kurmalarını sağlamak olacakken, bölgedeki petrol zengini Arap devletlerinin Batıya göbeğinden bağlı idarecileri, Bağımsız Filistin devletinin öneminin farkına varamamışlardır. Bölgedeki Arap devletlerinin bu konudaki cehaleti ve ihmali, siyonist terörün canavarlaşmasıyla sonuçlanmıştır. Hele 1967 yılında siyonist İsrail’in zaferiyle sonuçlanan savaş, siyonist İsrail’e topraklarını genişletme konusunda büyük bir cesaret vermiştir.

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi

Osmanlı sultanı büyük devlet adamı Kânunî Sultan Süleyman’ın bu sözünü tüm Arap devlet yetkililerine kafalarına vura vura öğretmek ve ezberletmek gerek. BM bölgede iki devletli çözümün ilân edildiği 1948 yılında Filistin devleti, ordusu ve kurumlarını güçlendirmiş olsaydı Filistin halkı bu kadar sıkıntı çekmezdi. 5 milyondan fazla Filistinli dünyanın her tarafında mülteci olarak yaşamak zorunda.

Ancak ne yazık ki nüfusları 300 milyonu geçen Arap devletlerinin başındakiler kendi ikballeri dışında hiçbir konuda beyanat vermeye cesaret edemeyen zavallı bir görüntü veriyorlar. 100 milyonu aşan bir nüfusa sahip olan Gazze’nin komşusu Mısır devleti, Refah sınır kapısının işleyişi konusunda İsrail’den bağımsız bir tavır sergileyemiyor.

Balkanlar kimin yanında?

İsrail’in vahşi saldırılarını durdurmak amacıyla Ekim ayının sonlarında BM genel kurulunda yapılan oylamada Balkan devletleri ve komşuları itibariyle Hırvatistan, Macaristan ve Avusturya İsrail yanlısı bir tavır alırken Sırbistan, Arnavutluk, K. Makedonya, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan çekimser oy kullandı. Ateşkese evet oyu verenler Bosna-Hersek, Karadağ ve Slovenya oldu. Kosova ise BM üyesi olmadığı için oy kullanma hakkına sahip değil.

- Kaynak: gzt.com

HAKKIMIZDA

ÇINAR FM, Gümülcine'den yayın yapan Batı Trakya Türk Azınlığı'nın tek dernek ve haber radyosudur.

Daha önce farklı bir isimle çalışan radyo 30 Nisan 2010'da ÇINAR Derneği tarafından satın alındı. Bu tarihten itibaren baştan sona yenilenerek, yepyeni ve farklı bir anlayışla ÇINAR FM olarak yayın hayatına devam etmektedir.

ÇINAR FM, Batı Trakya'da Müslüman Türk Azınlık mensupları tarafından kurulan ÇINAR Derneği'nin büyük fedakârlıklarla ve gönüllülük esasına göre yayın hayatını sürdürmeye çalışan bir KAMU hizmetidir. Derneğimize destek vererek sesimizin daha güçlü bir şekilde duyurulmasına katkıda bulunabilirsiniz.

Türkçe ve Yunanca haber bültenleri, haber ve tartışma programları yanısıra, eğitsel ve kültürel programlar da sunan radyo, bir haber, kültür ve bilgi radyosu olmaya yönelik gayretlerini sürdürmektedir. Uluslararası müzik de çalan ÇINAR FM, Batı Trakya Türk Azınlığı'nın ilk ve tek dernek/topluluk ve haber radyosu özelliğini taşımaktadır.

Hep birlikte daha güçlü daha sesli daha dinamik bir Çınar FM için elele. Bu radyo sizin, bu radyo hepimizin...

Çınar FM 91.8
© 2025 Çınar FM 91.8
KÜNYE
Çınar FM 91.8 - Haber radyosu
Sahibi: Çınar Derneği
Genel Sorumlu: Cengiz ÖMER
Yayın ve Reklam Koordinatörü: Necat AHMET
Adres: A. Manesi 5, Komitini 69100, GREECE
Tel: +30 25310 26001
E-posta: cinarfm91.8@gmail.com
ΤΑΥΤΟΤΗΤΑ
CINAR FM 91.8 - Ενημερωτικός Ραδιοφωνικός Σταθμός
Ιδιοκτησία: Σύλλογος "Ο Πλάτανος"
Νόμιμος Εκπρόσωπος - Διευθυντής: Ζενγκίς ΟΜΕΡ
Συντονιστής Προγραμμάτων και Διαφημίσεων: Νετζάτ ΑΧΜΕΤ
Διεύθυνση: Α. Μάνεση 5, Κομοτηνή 69100
Τηλ: +30 25310 26001
Ηλ. Διεύθυνση: cinarfm91.8@gmail.com