Türk (Azınlık) medyasının zorlu yolculuğu: Doç. Dr. Ersoy Soydan'dan çarpıcı açıklamalar
Kastamonu Üniversitesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ersoy Soydan, Türkiye dışında azınlık olarak yaşayan Türklerin medya alanında karşılaştığı zorlukları anlattı.
Kastamonu Üniversitesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ersoy Soydan'ın konuk olduğu programda, özellikle Balkanlar ve Batı Trakya'daki Türk medyasının sesi olan radyolar ve yaşadıkları zorluklar masaya yatırıldı.
Program, Türk medya kuruluşlarının zor şartlar altında verdikleri mücadeleyi gözler önüne sererek, Türk dünyasının sesinin nasıl daha güçlü bir şekilde duyurulabileceği konusunda önemli bilgiler sunuyor.
TV366'nın "Ülkü'den Ülkeye" programında bu hafta, Türkiye dışındaki Türkçe yayın yapan medya kuruluşlarının çektiği zorluklar ele alındı. Programın konuğu, Kastamonu Üniversitesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ersoy Soydan, Türkiye dışındaki Türk medyasının mücadelesini ve gazetecilerin sıkıntılarını anlattı.
Kastamonu merkezli TV366 ekranlarında her Çarşamba saat 20.00'de gerçekleşen program, bu hafta da Türk Dünyası ve Türk kültürünün derinliklerine inmeye devam etti. Ülkü Mehtap Zoroğlu moderatörlüğünde yapılan programın bu haftaki konuğu, Kastamonu Üniversitesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ersoy Soydan oldu.
Bu haftaki programda Türk dünyasının sesi olarak Türkiye dışında yayın yapan Türk radyoları ele alındı. Ersoy Soydan, dünya genelinde, özellikle Avrupa'da ve Balkanlar'da yaşayan Türklerin medya, özellikle de radyo sahipleri ve gazetecilerinin yaşadığı zorlukları detaylarıyla aktardı.
Soydan, medya iletişim araçlarının kurulması ve işletilmesinin zorluğuna vurgu yaparak, azınlık statüsünde bulunan bu kesimin, devlet baskısıyla mücadele etmek zorunda kaldığını belirtti. Özellikle Yunanistan'da yaşayan Batı Trakya Türk Azınlığı'nın radyo ve gazete sahiplerinin devlet baskısı altında büyük sıkıntılar yaşadığını vurgulayan Soydan, örnek olarak Çınar FM radyosu yetkililerinin maruz kaldığı hapis ve para cezalarına dikkat çekti.
Balkanlarda radyo yayınları hakkında önemli bilgiler paylaşan iletişim uzmanı Soydan, bu konudaki sözlerini şöyle sürdürdü: Balkanlar’da 77 yıldır Türkçe radyo yayınları yapılmaktadır. 28 Aralık 1944’te, Makedonya’da Köprülü’ye (Veles) bağlı Yukarı Vranofça adlı Türk köyünden, partizan Türklerce yapılan beş dakikalık radyo yayını, Balkanlar’da Türkler tarafından yapıldığı bilinen ilk radyo yayınıdır. Günümüzde Yunanistan, Makedonya, Kosova, Bulgaristan, Romanya ve Moldova’daki Gagavuzya’da yaşayan Türkler, gerek bulundukları ülkelerin devlet radyolarında kendilerine ayrılan pay oranında gerekse kendi kurdukları özel ve topluluk radyolarıyla seslerini duyurmaktadır. Türk halkının sesi olan Türkçe radyo yayınları, Balkanlar’daki Türklerin varlığını sürdürmesi, kimliğini koruması açısından okul, dernek, siyasi parti gibi diğer Türk kurumlarıyla birlikte büyük işlev görmektedir."
Doç. Dr. Soydan'ın Batı Trakya Türk Azınlık medyası ve gazetecilerinin yaşadıkları sorunları anlattığı konuşmasından öne çıkan satır başlıkları:
- Türkiye ile Yunanistan arasında 30 Ocak 1923’te imzalanan mübadele sözleşmesi uyarınca Batı Trakya’daki Türk nüfus ile İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada’daki Rum Ortodoks nüfusu mübadele dışı kalmış, yerlerinde bırakılmıştır. 1923 Lozan Barış Antlaşması’yla Batı Trakya Türk toplumuna “azınlık” statüsü tanınmıştır.
- Batı Trakya Türkleri birçok hakkın yanında, kendi eğitim kurumlarını, gazetelerini (medyasını) kurma hakkını kazanmıştır.
- 1970’lerde Avrupa’da radyo yayıncılığındaki devlet tekeli kırılırken Batı Trakya’daki Türkler 1992’den başlayarak Türkçe yayın yapan özel radyolar kurmuştur. Günümüzde Batı Trakya’da dört Türk radyosu vardır.
- Yunanistan’daki Türk radyoları ekonomik güçlükler yanında, kendilerine yönelik ırkçı saldırılarla da uğraşmaktadır. Antenleri kırılmakta, sunucuları tehdit edilmektedir.
- Batı Trakya azınlığının Türk kimliğini inkar eden devletin sağcı politikacıları ve faşist gruplar onların Müslümanlaştırılmış torunlarından oluştuğunu iddia etmekte ve çeşitli baskılar uygulamaktadır.
- Türkçe yayınlara verilen cezaların esas nedeni, Batı Trakya’daki Türk varlığının ve kimliğinin tanınmamasıdır.
- Yunanistan, Lozan Barış Antlaşması’nın 45. maddesinde “Türk” ifadesi geçmediğinden, Batı Trakya’da Türk varlığını tanımamakta, Yunanistan’da Türklerin yaşamadığını söyleyebilmektedir.
- Türk ve Türkçe karşıtlığı garip ifadelerin kullanılmasına da yol açmaktadır. Yunan devlet radyosunun Gümülcine’de yayın yapan yerel radyosu Ert Komotini’de birkaç yıl öncesine kadar, Türkçe haber bültenleri de sunulmaktaydı. Yayınlarda Türkçe haber bülteni yerine “Müslüman dilinde haber bültenini dinleyeceksiniz” gibi komik anonslar yapılırdı.